Evlilik, sevgi ve hürmetin yanı sıra sorumluluklar, farklılıkları kabul etme ve meseleleri tesirli bir formda yönetme hünerleri gerektirir. Fakat bazen bu gereklilikler sekteye uğrar ve ilgide çözülememiş problemler gündelik hayatı olumsuz etkilemeye başlar. Evlilik terapisi, çiftlerin bu çeşit zorlukları aşmasına, alakalarını sağlıklı bir noktaya taşımalarına ya da gerçek bir ayrılma kararı alarak alakalarını en az ziyanla sonlandırmalarına dayanak sağlayan profesyonel bir süreçtir.
Evlilik içinde her iki tarafın da farkında olduğu lakin çözülememiş meseleler, bazen taraflar ortasında çatışmalara dönüşebilir. Bu çatışmalar; daima yorgunluk, uyku ve iştah sıkıntıları, toplumsal alakalarda uzaklaşma ya da çok öfke üzere çeşitli ruhsal belirtilerle kendini gösterir. İşte bu noktada, bağlantıdaki problemler adeta bir savaşa dönüşerek çiftlerin “daha haklı” ve “daha güçlü” olmaya çalıştığı ruhsal bir oyun halini alabilir. Bu çatışmalarda kimi temel yaklaşımlar öne çıkar:
- “Ben Kazanacağım” – Partnerin açıklarını bulup daima eleştirmek.
- “Çözüm Yok, Görmezden Geleyim” – Sorunu yok sayarak devam etmek.
- “Kendimle Savaşayım” – Daima kendini suçlayarak, tahlil aramadan kabullenmek.
- “Çözüm Odaklı Olalım” – Adil bir yaklaşımla uygun vakitte konuşarak, problemleri çözmek.
Bu stratejiler içinde dördüncü seçenek, sağlıklı bir bağın anahtarı olarak öne çıkar. Evlilik terapisi, çiftlerin bu yaklaşımı benimsemelerine takviye olur. Terapi süreci, eşlerin çatışmalarını yok etmez, ama yeni bir münasebet kültürü oluşturarak ilgideki sağlıklı irtibatı dayanaklar. Bu halde evlilik terapisi, sadece bugünkü değil, gelecekte oluşabilecek sıkıntıları çözme yolunda da çiftlere bir rehberlik sağlar.
Evlilik terapisi, çatışmayı çözmez yahut ortadan kaldırmaz!
Evlilik terapisi, çiftlerin sağlıklı bir alakayı sürdürebilmeleri için güçlü bir adım olabilir.
