Hoş olmayan hislerden kaçınmak, her insanın doğal isteğidir. Natürel ki, konut işlerine dalarak ya da yalnızca nefes alarak acıyı bastırabilirsiniz. Fakat bunlar yalnızca süreksiz tedbirlerdir. Kaynaklarını anlamazsanız beğenilen olmayan hisler her vakit geri dönecektir.
Kendinizi acıdan kaçınmanın imkansız olduğu bir durumdaysanız, bununla başa çıkmanıza yardımcı olacak birkaç formül vardır:
1. Acıyı kucaklayın. En tesirli yol direnmemek ve acının kendine sahip olmasına müsaade vermektir. Bu acı verici sürece mümkün olduğunca vakit tanıyın. Gün içinde uzanabileceğiniz yahut oturabileceğiniz ve bu durumda olabileceğiniz bir vakit ayırın. Buna bir his patlaması (gözyaşları, öfke) eşlik edecekse daha da güzeldir. Bu sizi rahatlatır ve kendinizi daha yeterli hissetmenizi sağlar.
2. Bedeninize ve nefesinize odaklanın. Bedeninizin belli bedensel duyumlarda birleşen hisleri nasıl deneyimlediğini öğrenin. Tecrübelerinize, travma geçirmiş sevdiklerinize göstereceğiniz şefkatle birebir merhameti gösterin. Bunun nefesinizi nasıl sakinleştirdiğini, rastgele bir gerginliği ve sertliği çözdüğünü hayal edin. Derin bir nezaket, ihtimam ve hassasiyet hissini soluyun.
3. Değişiklikleri not edin. Hislerinize dikkat ederseniz ve onların fizikî tabirlerini ararsanız, yoğunluklarının ve pozisyonlarının daima değiştiğini göreceksiniz. Bazen hafif karıncalanma hissi üzere belli duyumların beğenilen istikametini keşfedebilirsiniz. Acıyı kabul etmek, çabayı bırakmak, nezaket ve ihtimam göstermek rahatlama sağlayabilir.
4. Onlara isim verin. Acıdan duraklamayı ve derin nefes almayı öğrendiyseniz, tecrübenize bir isim verebilirsiniz. Örneğin, “Bu korku”, “Bu öfke«, »Kimsenin bana gereksinimi olmadığı fikri”. Fikirlerinize ve hislerinize bir isim vererek, onların sizin bir modülünüz olmadıklarını, yalnızca dışarıdan gözlemlendiklerini anlıyorsunuz. Tecrübelerinizi kendinizden ayırabileceksiniz.
5. Algınızı genişletin. Bu teknikte iç ve dış farkındalık ortasında hareket ediyoruz. Güzel olmayan bir his fark ettiğinizde ona isim verirsiniz ve bir mühlet onunla kalırsınız. Sonra algının görsel kanalına geçiyoruz. Etrafınızda birkaç kırmızı obje bulmaya çalışın. Akabinde birkaç kolay beden hareketi yapın. Bir hareket seçin ve birkaç sefer tekrarlayın. Akabinde tüm adımları arka arda birkaç defa tekrarlayın. Misyonunuz rahatsızlıkları engellemek yahut görmezden gelmek değil, dikkatinizi süreksiz olarak diğer bir şeye yönlendirmektir.
6. Yeterli bir şey görün. Acı hissettiğinizde beğenilen hisler arayın. Örneğin, üzgün hissedebilirsiniz, lakin batan güneşin güneş ışınlarının odanızı nasıl sıcak bir halde aydınlattığını fark edeceksiniz. Güzel duyumlar, her zamanki üzere acıdan kaçmak yerine şimdiki vakitte kalmaya yardımcı olur. İçsel “algı kadehinizi” genişleterek, tıpkı anda acı ve zevk yaşayabileceğinizi fark edebilirsiniz. Etrafınızdaki beğenilen şeyi fark etmeye çalışın… Hislerinizi gözlemlemek ve onları kabul edebilmek değişmenizi sağlayacaktır. Beğenilen olmayan hisleri deneyimleme yeteneğinin zihinsel olarak daha istikrarlı ve istikrarlı, daha az dürtüsel bir insan yaptığını göreceksiniz.
7. Yardım istemekten korkmayın. Son olarak, makus hislerle kendi başınıza baş edemeyeceğinizi düşünüyorsanız, yardım istemekten çekinmeyin. Hislerinizi anlamanıza ve bunları direktörün tesirli formüllerini öğretmenize yardımcı olabilecek bir psikolog veya başka bir uzman bulun.
Hoş olmayan hisler hayatın olağan bir modülüdür ve her birimiz vakit zaman onlarla karşılaşırız. Lakin onları kabul etmeyi ve yönetmeyi öğrenirseniz, daha kendinden emin ve duygusal olarak istikrarlı bir insan olabilirsiniz.
